Актуальные вопросы тюркологических исследований

Актуальные вопросы тюркологических исследований 156 “Yöntemin uygulandığı öğretim ortamında kullanılan dil genellikle öğrenci- nin ana dilidir. Fakat öğretim sırasında anadili ve yabancı dil birlikte kullanılır. İki dil birbiriyle karşılaştırılarak tüm düzeylerdeki bilgiler, kaynak dilden hedef dile ve hedef dilden kaynak dile çevrilir” [7. S. 18]. “Dilbilgisi-Çeviri yöntemi ile dil öğrenen kişi, yazma ve okuma becerileri yö- nünden ilerleme kaydeder. Fakat konuşma ve dinleme becerileri yönünden öğ- renci problem yaşar” [7. S. 19]. Bu yöntem, öncelikle kaynak dil ve hedef dilin dilbilgisi kurallarının ayrıntılı bir analizini gerektirir. Öğrencinin, anadilin dilbilgisi kurallarına hâkim olduğu varsayılır. Eğer kişinin anadilinin grameri konusunda herhangi bir konuda bilgi eksikliği varsa hedef dili öğrenmesi mümkün değildir. Telaffuz konusuna yeterli odaklanma sağlanmadığı için, bu yöntemle öğreni- len dil sözlü iletişimi sağlama konusunda yetersizliklere yol açar. Öğrenci duydu- ğunu anlamakta ve konuşmakta problem yaşar. Dil dersleri ifade ve beceri dersleri olduğu için bu derslerde ezber yolu ile öğ- renme veya öğretme faaliyeti verimli olmamaktadır. Bu sebeple uygulamalı bir bi- çimde öğretimyapılması büyük önem taşımaktadır. Fiilimsi eklerinin öğrencilere ezberletilmesi keyifli çalışmalar olarak düşünülmemektedir. Öğrencilere fiilimsi- lerin anlam farklılıklarının kavratılmasında kullanılabilecek çeşitli etkinlikler ve- rilmeli. Bu etkinliklerde maksat derslerin zevkli bir biçimde işlenmesine katkıda bulunmak, öğrencilerin konuya ilgisini çekmek ve bu yolla Türkçeyi bilinçli bir biçimde kullanmalarını sağlamaktır. Sonuç Türkçe dilbilgisi kitaplarında farklı adlandırmalarla yer alan, diğer kaynaklarla uyuşmayan, eksik kalan veya yeterli derecede bulunmayan fiilimsiler, bütün gramer kitaplarında değerlendirilmiş olsalar bile, türleri ve ayrıntıları layıkı ile sınıflandırı- larak incelenmiştir diyemeyiz. Özellikle dilbilgisi öğretiminde kullanılabilecek şe- kilde “Efradını cami, ağyarını mani” bir sınıflandırmanınyapılması gerekmektedir. Birbirinin yerine kullanılan fiilimsi ekleri arasındaki farklılıkların tespit edilip öğrencilere kavratılması için konuların işlenişinde sadece biçime bağlı kalınma- malı, görev ve anlam üzerinde de durulmalıdır. Türkçe sondan eklemeli bir dil- dir ve kelimelerin anlamları aldığı eke göre değişmektedir. Bu nedenle kelimeler, cümle içerisinde veya kelime grupları içerisinde incelenmelidir. Öğrencilerin ifa- de becerilerini geliştirmeğe yönelik çeşitli etkinlikler yapılmalıdır. Ancak bu bi- çimde dil bilgisi dersleri öğrenciler için zevkli hâle gelecektir. Her dilin kendine özgü sözdizimsel, morfolojik ve fonetik özellikleri olduğun- dan yabancı dil olarak öğretimi yapılacak bütün dillerin kendi öğretimyöntemleri oluşturulmalıdır. Türkçe öğretilecek hedef kitlelere göre ayrı ayrı uygulanması ge- reken yöntem ve teknikler konusundaki duyarsızlıklar, sorunları derinleştirmek- tedir. Yabancı öğrenci ile ev hanımına veya diplomatla işçiye aynı biçimde Türkçe

RkJQdWJsaXNoZXIy MzQwMDk=