Актуальные вопросы тюркологических исследований

197 Actual Problems of Turkic Studies kabul edilmiş oldu. Bu bölünme günümüzdeki Altayistler arasında da devam etmektedir. Konunun araştırılıp incelenmesi, akademisyenlerin Türk ve Moğol dilleri arasında binlerce yıl devam eden karşılıklı münasebetler ve kelime alış verişi ortaklaşmaların olduğu kanaatini uyandırdı. Türk, Moğol dillerinin ortak özel- liklerinin temel bir dilden kaynaklandığı veya söz konusu dillerde konuşanlar arasında yüzyıllarca süren yakın ilişkiler sonucunda ortaya çıktığı kesin belir- lenmedi. Bu gerçek, geçmişte ayrı ve bağımsız bir Türk-Moğol dil atası olarak varlığını sürdürdüğü bir soru olarak kaldı. Bulunduğumuz zaman içerisinde, Altayistlik sorunlar tamamen çözüme kavuşmuş değil ve bir hipotez olarak kal- maktadır. Bunun haricinde, Türk-Moğol dil birliği geçmişteki ortak atasının varoluşunun gerçeğini kesinlikle teyit edilmiş de değildir. Türk-Moğol dilleri arasındaki ilişkiyi kanıtlamak üzere Altayistler ve Anti Altayistler bu dillerdeki benzerlikleri, ortak yönlerini, farklılıklarını bulmaya yöneldiklerini biliyoruz. Bugüne kadar Türk-Moğol dil birliğiyle ilgili araş- tırmalar daha çok, kelimelerin ödünçlenmesi ve ses bilgisi alanında yapılmış olup gramatikal ilişkilere önem verilmemiştir. Dil karşılaştırması bakımından Türk-Moğol dillerinin gramatikal unsurlarının alakasının ve bilimsel değerinin de kabul edilmesi gerekir. Türk-Moğol dil birliğinin incelenmesi çerçevesinde Moğolca ve Türkçenin ortak gramer unsurlarını belirlemek amacıyla karşılaş- tırma yapmanın verimli olduğu görülmektedir. Dilde en değişken olan unsur vokabülerdir ve diller arasındaki etkileşim en çok vokabülerde görülür. Grama- tikal unsurlar ise az ve yavaş değişir, üstelik dil temaslarından en az etkilenen- ler de gramatikal unsurlardır. Gramatikal açıdan bakıldığında Türk ve Moğol dillerinin gramerinde birçok malzeme ortaktır. Altayistlikte morfolojik unsur- ların sıralanışı konusunda önemli farkların göz ardı edildiği de dikkati çek- mektedir. A.M. Sçerbak [13] eserinde Türk, Moğol dilleri arasında unsurların ödünçleme yoluyla oluştuğunu tespit etmeye çalışmış, hem söz varlığı hem de şekil bilgisi bakımında ödünç tabakaların sınırlandırılması konusunda önemli bir adım atmıştır. Çağdaş Moğolca ve Türkiye Türkçesi coğrafi konum olarak, bu iki dilin birbirleri arasında bir teması olmayıp, bu lahzada farklı dil ortamlarında bu- lunmaktadır. Bu bağlamda, morfoloji çalışmaları Çağdaş Moğolca ve Türkiye Türkçesinin dil karşılaştırmasında benzer ve ayırt edici özelliklerini tanımla- maya ve Türk-Moğol anadil varlığının belirlemesine olanak sağlayacağı düşü- nülmektedir. 2. Türk-Moğol Dil Birliğiyle İlgili Araştırmaların Durumu Çağdaş Moğolca ve Türkiye Türkçesinin sözcük türlerinin karşılaştırmalı incelemesine ithaf edilen çalışmalar Mongolistik ve Türkoloji alanında eksik

RkJQdWJsaXNoZXIy MzQwMDk=