Актуальные вопросы тюркологических исследований

199 Actual Problems of Turkic Studies yüzyılda, Türk-Moğol dil birliğinin ise M.Ö. IV. ve III. yüzyılda dil bağlarının ayrıldığı görüşündedirler. Bilindiği gibi, Türk Hanlığının çöküşü ve Çinlilerin güçlenmesiyle, Türk kavimleri batıya doğru göç etmesine, esas olarak da, Türk dillerinin ve Türkiye Türkçesinin günümüzdeki tarzını aldığı Kafkasya, Orta- doğu, Anadolu ve Balkanlara genişlemesine yol açmıştır. Türkçe ve Moğolca arasındaki ilişkilerin tarihi çok eskidir. Ana Altay di- linden sonra Türk-Moğol dil birliğinden söz edilmektedir. Türk ve Moğol dillerinin en az 2500 yıllık birlikteliği karşılıklı ilişkilere veya dil akrabalığına dayanan ortak sözcüklerin, ortak gramer yapısının ortaya çıkmasını sağlamış- tır. Türk Moğol dil ilişkisi derin bir tarihi olduğu, geniş bir alanı kapsadığı, bazı dönemler ve bölgelerde uzun süreli olduğu bilinmektedir. Özellikle IV-VII yüzyıllar arası Kuzey Vey hanedanını oluşturan Tabgaç Türk kavminin yük- seldiği ve Kidanların Türklerden VIII. yüzyılın ortalarına kadar tabii olduğu dönem, VIII–XII. yüzyıllar (Baykal gölü civarında yoğun Moğol-Türk ilişki- leri), XIII–XIV. yüzyıllar arası (Doğu Türkistan’da Uygur-Moğol kültür iliş- kileri) bu dönemlerden sayılmışlardır. Orta Asya’da Türk ve Moğol kabileleri arasında doğrudan ilişki dönemi doğmuştur. XIII. yüzyıl başında Orta Asya Moğol istilâsına uğramış Talas vadisi ve Maveraünnehir’in bazı bölgeleri Doğu Türkistan’dan göç eden Moğol kabilelerinin bulundukları bölgeler olmuştur. Orta Asya Moğolları asimile olarak kendi öz dillerini yitirmişler. Geçiş süreci olarak önce iki dilli sonra dil kaybı durumunu oluşturmuştur. Böylelikle Türk dillerine yoğun kelime ve morfolojik unsurun girmesine yol açılmıştır. Türk ve Moğol dillerinin konuşurları arasındaki yoğun ve uzun süreli ilişkiler, dil ilişkileri, kültür etkileşiminin yanında halkların yaşadığı yerlerin birbirine ya- kın olması çok sayıda söz varlığının her iki dile geçişleri sağlamıştır. Örneğin: Tuvaca küş , Moğolca hüç , Türkçe güç ; Sahaca sıl , Moğolca cıl , Türkçe yıl ; Eski Türkçe bitig , Altayca biçig , Tuvaca bijik , Moğolca biçig ; Altayca quraγan , Tuvaca xuraγan , Moğolca xurγa , Türkçe kuzu [14. S. 222]. 3. Türkçe ve Moğolcada Adlar ve Eklerin Ekleniş Tarzı Ad, canlı ve cansız varlıkları, çeşitli somut ve soyut kavramları karşılayan sözcüklerdir. Adlar cümlede özne, nesne, tümleç ve yüklem olarak görev ala- bilirler. Nesnelerin ve bunların tasavvurlarını belirten birçok yalın kelime ad- ların temel çekirdeğini oluşturmaktadır. Adların tabiatta var olan nesnelerin, varlıkların ve bunların zihinde biçimlenmiş belirli tasavvurlarının Türkçe ve Moğolca sözlüklerinde canlı-cansız, soyut-somut varlıklar olarak ayrımını gör- mek mümkündür. Örnek; TT. baba , ÇM. aav ; TT. sınıf , ÇM. angi ; TT. r üzgâr , ÇM. salhi ; TT. başarı , ÇM. amjilt . Moğolca ve Türkçe yapılarına göre tipolojik sınıflandırma bakımından ek- lemeli diller grubuna dâhildir. Yapım ve çekim ekleri kelimenin kök ve gövde-

RkJQdWJsaXNoZXIy MzQwMDk=