Актуальные вопросы тюркологических исследований

Актуальные вопросы тюркологических исследований 334 rağmen- habersiz kalmışlardır. Türkiyeli halkbilimcilerin Sibirya’da yaşayan Türk topluluklarının geleneksel kültürleri hakkındaki o döneme ait kısıtlı bilgileri, Alman ve Rus dilleriyle Türk lehçelerini bilen iki isim üzerindendir. Bu isimlerden ilki, Başkurt kökenli bir Türkolog olan Abdülkadir İnan (1888– 1976), ikincisi ise Bahaeddin Ögel (1923–1989)’dir. Kendisi gibi bir Başkurt olan tarihçi Zeki Velidi Togan’la birlikte İran, Afganistan ve Hindistan’dan sonra 1925’te Türkiye’ye geçen İnan’ın Rusça, Arapça, Almanca ve Türk lehçelerini biliyor ve bu dillerde yazılan kaynaklardan doğrudan yaralanabiliyor olması, özellikle de Sibirya Türkleri hakkında kaleme alınan Rusça eserlerden bazılarını Türkçeye çevirmesi, Türkiyeli halkbilimcilerin kısıtlı da olsa Sibirya Türklerinin sözlü edebiyatlarıyla geleneksel kültürleri hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamıştır (Ankara, 1987, 1991). Çinceyi bir Sinolog kadar iyi bilen kültür tarihçisi Ögel ise yabancı dil, özellikle de Almanca bilgisi sayesinde W. Radloff, A.F. Middendorf, O.N. Böhtlingk, A.V. Anohin, N. P. Dırenkova, U. Harva, U. Holmberg, N.F. Katanov gibi araştırıcıların Sibirya Türkleriyle ilgili çalışmalarından yararlanabilmiştir. Ögel’in “Türk Mitolojisi” (Ankara, 1993, 1995) adlı iki ciltlik kitabı, anılan isimlerin Alman ve Rus dillerinde yayınlanan eserlerinden yapılan alıntılarla doludur. İnan, Rusça ve Türk lehçelerini çok iyi biliyor olması nedeniyle çalışmalarında Rus dilindeki eski ve yeni kaynakları (V.İ. Verbitskiy, W. Rafloff, N.F. Katanov, A.V. Anohin, D.K. Zelenin, L.P. Potapov, N.P. Dırenkova, S.D. Maynagaşev vd.) kullanabilmiş, onlardan bazılarını Türkçeye çevirip yayınlatabilmiş ve bu nedenle de tespit, aktarım ve yorumlarında Ögel’e göre çok daha güncel olabilmiştir. Türkiye’de “Tuba (Urenha) Türkleri” (1940) başlıklı Tuvalarla ilgili ilk müstakil makaleyi, “Bozkurt” dergisinin beşinci sayısında yayınlatan da İnan’dır. 1991 öncesinde Türkiye’de Tuvalar hakkında kaleme alınan başka bir bağımsız çalışmadan söz etmek mümkün değildir. Türkiye’de 1990’lara kadar Sibirya Türklerinin sözlü kültürleriyle ilgili en önemli kaynak, Radloff ’un “Proben”inin birinci (1886) ve dokuzuncu (1907) ciltleri ile Türkçeye Kazan Tatarı Türkolog Ahmet Temir (1912–2003) tarafından “Sibirya’dan” (İstanbul, 1954, 1956, 1957) adıyla tercüme edilen “Aus Sibirien”i (1884) olmuştur. Radloff ’un “Proben”inin birinci ve dokuzuncu ciltlerindeki metinler, İnan ve Ögel’in yanı sıra, aslen Kazan Tatarı bir Türkolog olan Reşid Rahmeti Arat (1900–1964)’ın da ilgi alanına girmiştir. Arat, “Proben”in birinci ve dokuzuncu ciltlerinde yar alan Güney Sibirya Türklerine ait bazı halk ede- biyatı metinlerini vefatından önce Latin harflerine çevirmiştir. Latin harflerine çevirdiği ve vefatından sonra el yazması halinde “Güney Sibirya Türkçesi Metin- leri” (Ankara, 1994) adlı kitapta yayınlanan metinler arasında N.F. Katanov tara- fından Tuvalardan derlenip de “Proben”in dokuzuncu cildinde yayınlanan yedi adet “tool” (masal) metni de yer almıştır. Burada, 1990’lara kadar Türkiye’deki

RkJQdWJsaXNoZXIy MzQwMDk=