Актуальные вопросы тюркологических исследований

335 Actual Problems of Turkic Studies Sibirya Türklerinin sözlü kültürleriyle ilgili çalışmaların en temel kaynağı olma- sına rağmen “Proben”in 1866, 1868, 1896 ve 1899 tarihli ciltlerinin Türkiye’de ancak 1998, 1999 (a/b) ve 2010 yıllarında yayınlanabildiğini de belirtmek gerekir. Burada, 1889’da Tuva topraklarında altı ay boyunca araştırma gezileri yapan ve W. Raddloff ile A. Castren’in Tuvacayla ilgili çalışmalarını “Opıt Issledovani- ya Uryanhanskovo Yazıka” (1903) (Uryanhay Dili Üzerine Araştırma Denemesi) ve “Nareçiya Uryanhaytsev (Soyotov) Abanskih, Tatar i Karagasov” (1907) (Ur- yanhayların, Abakan Tatarlarının ve Karagasların Lehçeleri) adlı çalışmalarıyla çok daha ileri bir noktaya taşıyan Hakas Türkolog N. F. Katanov’un bazı önemli çalışmalarının Türkiye’de “Bilimsel Eserlerinden Seçmeler” (Ankara, 2000) ve “Türk Kabileleri Arasında” (Konya, 2004) adlı kitaplarda yayınlanmasının da Türkiye’deki Tuva dili ve geleneksel kültürüne yönelik çalışmalar açısından yarar- lı olduğunu belirtmek gerekir. Katanov’un 1899’da Tuvalar arasında dolaşırken tuttuğu günlük, ancak 2011’de Kızıl’da “Oçerki Uryanhayskoy Zemli” (Uryanhay/ Tuva Diyarının Tasviri) adıyla yayınlanabilmiştir. Katanov’un Tuvaların sözlü edebiyatları ile etnografyasına da yer verdiği bu günlüğünün, Tuva folkloru ve etnografyasının geçmişine yönelik araştırmalara kaynaklık yapması bakımından Türkçeye kazandırılması gerekmektedir. Sovyetler Birliği bünyesinde 1950’lerden sonra Rus diliyle çeşitli Türk leh- çelerinde yazılan bazı kitaplar, Türkiye ve Rusya’da yapılan bilimsel toplantılara katılan bilim insanları tarafından nadiren de olsa Türkiye’ye (Ankara) de geti- rilmiştir. Fakat Türkiye’de Kiril harflerini, Rusçayı ve Türk lehçelerini bilenlerin çok az olması, bu kaynaklardan yeterince yararlanmayı engellemiştir. Sovyetler Birliği’nde yayınlanıp da Ankara’daki büyük kütüphanelere ulaştırılan bazı kitap- lar da, I. Düysenbayev’in 1959 tarihli “Kozı Körpeş-Bayan Sulu” adlı kitabı örne- ğinde olduğu gibi, “yasak kitap” (YK) damgasını yemekten kurtulamamışlardır. “Komünist alfabe” ile yazılan ve genellikle Rusya’daki Türklerin dilleri, edebiyat- ları ve kültürleri hakkında bilgi veren bu tür kitaplardan ancak 1990’ların başın- dan itibaren yararlanmak mümkün olabilmiştir. Sibirya Türkleri, özellikle de Tuvalar hakkındaki çok daha güncel kaynaklara esaslanan müstakil çalışmalar için Sovyetler Birliği’nin dağılmasını ve Türkiye’de Sibirya’da yaşayan Türk topluluklarına ilgi duyan akademisyenlerin yetişmesi- ni beklemek gerekmiştir. 1990’larda yetişen akademisyenlerden Metin Ergun, 1993’te hazırlayıp da 1997’de iki cilt halinde yayınlattığı “Türk Dünyası Efsa- nelerinde Değişme Motifi” (Ankara, 1997) adlı doktora tezinde Tuva efsaneleri üzerine yapılan çalışmalardan da söz ettikten sonra, Tuvaların değişme motifi- ne yer veren bazı efsane metinlerine de yer vermiştir. Ergun’un çalışması, Tuvalı folklorcuların (D.S. Kuular, Ç.Ç. Kuular, A.K. Kalzan vd.) Rus ve Tuva dillerinde yayınladıkları çalışmalarından doğrudan yararlan ilk çalışmadır. Mehmet Aça ile birlikte iki Tuva kahramanlık destanlarını 1994 ve 1995 yıllarında iki cilt halinde

RkJQdWJsaXNoZXIy MzQwMDk=