Актуальные вопросы тюркологических исследований

Актуальные вопросы тюркологических исследований 350 tasvir edilmiştir. Her iki yazar da iyilik ve kötülüğün neden ibaret olduğu ara- yışına yönelmiş ve eserlerini yazmadan evvel milletlerinin tarihlerini derin ve ayrıntılı bir biçimde araştırmıştır. Bu benzerliklere karşın Hüseyinzade’ye göre Firdevsi’nin Şehnamesi daha şa- irane ve daha üstündür, çünkü Şehname; İslam’a kadar olan bütün İran tarihini bütünüyle ele almıştır. Tolstoy’un “Savaş ve Barış”ı ise daha realist olmakla birlik- te Rus tarihinin yalnızca bir kısmıyla yetindiği için eksiktir. Firdevsi ve Tolstoy, kendi uluslarının şehnamelerini kaleme almak bakımın- dan birbirleriyle benzeşseler de edebi yaratım bakımından ortaklık yalnızca bu- nunla sınırlı kalır, çünkü Firdevsi ömrünün sonuna kadar edebi çizgisini değiş- tirmemiştir. Öte yandan Tolstoy, geçirdiği buhranın ardından bambaşka bir sanat anlayışına kavuşmuştur [11. S. 14]. Bu ikinci devre de artık Tolstoy, Homer ya da Firdevsi değil; Hakim Senai çiz- gisinde ilerler. Yaşamını başkentlerde, padişah ve devlet adamlarının meclislerin- de geçirirken günün birinde bu yolda giden ömründen ve yazmış olduklarından nefret ederek inzivaya çekilen ve o ana kadar yazmış olduğu şiirlerinin tümünü yakan Hakim Senai, kendisi için belirlediği yeni yaşantıda ahlaka, din ahlakına ve maneviyata dair şiirler kaleme almış ve bu türdeki eserleri yüzünden devrin ulemasınca suçlanmıştır. İşte Hüseyinzade Ali de Hakim Senai’nin yaşantısındaki bu kırılma noktasını dikkate alarak Tolstoy’la benzerlik kurar: Tolstoy da tıpkı Senai gibi bir gün bu türden yaşantısına lanet etmiş ve o vakte kadar yazmış oldu- ğu Savaş ve Barış, Anna Karenina gibi eserlerinden nefret eder hale gelmiştir. Bir müddet şüpheler, tereddütler içinde kalıp, hayatın faniliği karşısında büyük bir keder içerisine giren hatta hayatının son bulmasını arzu eden Tolstoy, bu buhranı din sayesinde atlatmıştır. Yaşamının ikinci safhasında dinler tarihini araştırmaya koyulan Tolstoy, bu dönemde, dinin ve ahlakın faziletlerine dair yazılar ortaya koymuştur, ancak Hı- ristiyanlık dininden batıl inançları ayırıp dinin özünü kavramaya yönelik çabaları kilise tarafından hoş karşılanmamış ve en nihayetinde aforoz edilmiştir [11. S. 14]. Hüseyinzade Ali Bey’e göre Hakim Senai ile Tolstoy arasındaki benzerlikler burada sonlanmaktadır; çünkü hayatının geriye kalan kısmını inzivada geçiren Hakim Senai’nin aksine Tolstoy, inzivaya çekilmekle kanaat etmemiş ve ömrünü halkın, avam kesimin hizmetinde geçirmeye karar vermiştir. Edebi yaşamının bu üçüncü evresinde artık Tolstoy için yazı yazmanın o ka- dar da önemi yoktur; yazın mutlaka var olacaksa bunda sıradan halkın yararı gö- zetilmeli, anlayışını benimsemiştir. Bu yeni dünya görüşü doğrultusunda Tolstoy, artık bir köylü gibi yaşamaya, giyinmeye ve çalışmaya başlamış, sıradan halkın yaşantısını ıslah etmek, ahlakını ve fikrini geliştirmek için herkesin anlayacağı dilde küçük hikayeler yazmaya yönelmiştir. Tolstoy’un bu türden küçük hikaye- leri Rus köylüleri arasında popüler olmuştur [11. S. 14].

RkJQdWJsaXNoZXIy MzQwMDk=