Актуальные вопросы тюркологических исследований

351 Actual Problems of Turkic Studies Hüseyinzade, toplum için sanat anlayışını benimseyen Tolstoy’un edebi ya- şantısının bu son evresinde onu, İran şairi Sadi’ye benzetir. Sadi de tıpkı Tolstoy gibi halkın edebiyattan yararlanması için çaba göstermiş edebi şahsiyetlerdendir. Dili, halkın anlayacağı şekilde ve estetik bir zevkle sadeleştirmeyi başarmış şairin Gülistan adlı eseri bu vasıfları sebebiyle, Müslüman memleketlerinde Kuran-ı Kerim’den sonra en çok basılan kitap olmuştur. Her iki yazar da, hayatın kimi zaman gülünçlükleri kimi zaman da trajik olaylarını gerçekçi bir biçimde konu edindikleri ve mesutlara nasihat veripmutsuzlara teselli oldukları için halkın sev- gisini kazanmışlardır [11. S. 14–15]. Tolstoy’un sanat yaşamını bu şekilde dönemlere ayırarak inceleyen Hüseyin- zade Ali Bey, eserinin birinci bölümünün sonunda Tolstoy’un felsefine de giriş yapar. “Tolstoy mesleğinin [ideolojisinin] esası dindarlık ve ilperestliktir” diyen Ali Bey [11. S. 15], Tolstoy’un felsefesini anlamada önemli gördüğü bu “ilperestlik” kavramının kapsamına ilişkin açıklamada bulunur: Tolstoy’la beraber Rus halkı tarafından “narod” kelimesi sıklıkla anılmaya başlanmıştır. Oysa Tolstoy’un kul- landığı bu “narod” sözcüğüyle kastettiği “ümmet, millet, cemaat” değildir. Söz- cüğü “halk, avam, köylü ya da işçi sınıfı” gibi kelimelerle de tercüme etmenin mümkün olamayacağını savunan Hüseyinzade Ali, karşılık olarak halis Türkçe bir sözcük olan “il”i önerir. Buna göre de “Narodniçstvo” (народничство) teri- mine “ilperestlik” ya da “ilperverlik” demek mümkün olacaktır [11. S. 15]. “Tolstoy” başlığını taşıyan ikinci bölümde Hüseyinzade, hakiki ve samimi bir dindar olduğunu düşündüğü Tolstoy’un dine bakışını ve bu husustaki arayışları- nı değerlendirir. “Tolstoy’un özüne mahsus bir mezhebi vardır ki, bu da Ortadoks mezheb-i hazırını güya tasfiye edip İseviyeti ayrı bir tarzda anlamaktan ibarettir”, ifadesini kullanan Ali Bey [10. S. 21], bu büyük Rus yazarının peygamberlik veya kitap sahibi olma iddiası taşımadığını ancak yepyeni bir mezhep çıkarmaya çalıştığını savunmaktadır. Yeni bir mezhep yaratma çabasındaki Tolstoy’un düşünce sisteminin zıtlık- lar ve hatalarla dolu olduğunu ve bu zıtlıkların yazarın eserlerinde kolaylıkla fark edildiğini ifade eden yazar, bu görüşünü Rus eleştirmen Yevgeni Solovyov (1886–1905) un Tolstoy’a dair kaleme aldığı bir eleştiri yazısından alıntı yaparak güçlendirir [10. S. 22]. Tolstoy’un birbiriyle çelişen beyanatlarının sebebi; sonuna ulaşma çabası ol- maksızın daima “yolda olan” adam olmayı tercih etmesinden kaynaklanmakta- dır. “Kötülüğe karşılık verme!” cümlesinin Tolstoyculuğun ana kuralı olduğuna ve diğer tüm hususların bu önermenin etrafında şekillendiğine işaret eden Hü- seyinzade, dinlerin çoğunda dahi “kendi türüne muhabbet ve muavenet et” diye salık verilirken bu önermenin gerçeklikle bağdaşmayacağını düşünmektedir. Öte

RkJQdWJsaXNoZXIy MzQwMDk=