Актуальные вопросы тюркологических исследований

Актуальные вопросы тюркологических исследований 382 ödül” anlamında kullanmıştır: «Аббас Мирза халат от отца получил; мы не ездили глазеть на эту помпу» (А.С. Грибоедов. «Письма»). Halat rus günlük hayatında sağlam yer tutmuş, erkek ve kadın halatı olarak kullanılmaktadır. Rus edebi dil materyalleri üzere gözlemler göstermektedir ki, bu söz müvazi olarak bu dilde de hakiki ve mecazi anlamlarında geniş kulla- nılmaktadır. Gerçek anlamda bu giysinin çeşit ve kalite çeşitliliğini belirten: домашный халат, арестантский халат, больничный халат, легкий халат, шелковый халат, нанковый халат, ситцевый халат, беличьий халат, пестрый халат, штучный халат, ваточный халат ves. birleşmelerinin bünyesinde işlenmesi hem de bu eşyanın ve sözün işlerlik derecesini gösteriyor. “Yarandığı zamandan itibaren “халатный” sıfatı “halata ait olan, halatla bağ- lı” bir şey demekti. Giderek onun “rahatlığa yatkınlık, kaygısızlık, tembellik” ve son olarak “kendi görev borcuna sorumsuzluk, lakaydlık, sorumsuz tutum” gibi anlamları ortaya çıkmaktadır [9. С. 15]. Hem de buna yakın anlamda artık kaba söz, küfür anlamı kazanarak kaba içerikli ifadeler olarak kullanılır: «Никогда не осмеливался бранить вас, а теперь вы меня вынуждаете. Тряпка! Халат !» (А.П. Чехов. «Шведская спичка»). “Hаlаt” sözü ilk menşece türk dillerine mensup olmasa da bir giysi türü olarak Rusçaya tatarlardan, “yakın Türklerden” onların dillerinden geçtiği hiç kimsede şüphe bırakmaz. Çünkü «halat» kelimesi birçok durumda Rus sanat di- linde tayinedicileri ile birlikte: казанский халат, бухарский халат, татарский халат şeklinde kullanılıyor: «В бухарской шапке и халате я буду петь моих богов. И буду ждать…» (А.С. Пушкин. «Орлову»); «Недалеко от Пьера шел, видимо, пользующийся общим уважением своих товарищей пленных, толстый майор в казанском халате , подпоясанный полотенцем, с пухлым, желтым, сердитым лицом» (Л.Н. Толстой. «Война и мир»); «Я застал его, как обыкновенно заставал потом утром в Москве и в Петербурге, в татарском серебристом халате , с голою грудью, не окруженного ни малейшим комфортом» (В.В. Вересаев. «Пушкин в жизни»). Türk şalı (Шаль şал) —yündenvb. dokunmuş büyükbaş örtüsü; ince yumuşak yünlü kumaş [1. Т. 4. С. 497]. Таrihen Doğuda esas baş örtüsü olan şal rus giyim kültüründe geniş yer tutmuştur. Yıllardır, özellikle XIX yüzyıl sosyetesinde moda olmuştur. Baş giysilerinin uzak geçmişindeki çeşit çokluğu ve zenginliği göster- mektedir ki, baş giyimi ve örtüleri başı, saçı korumakla birlikte sosyal durumu da bildirmeye hizmet ediyordu. Rusçada işlenmesine gelince belirtmeliyiz ki, hem şal, başörtüsü; hem de örtük, madde adı olarak kullanılmıştır [2. С. 552]: «Перед окошками множество чиновников в богатых шалевых платьях , суетятся в промежуточных аллеях» (А.С. Грибоедов. «Путевые записки»). Örtüк : «[Епитафия] на деревянных и каменных крестах и всяческих мавзолеях, на гранитах и сикоморовых саркофагах, на пеленах мумий…на драгоценных

RkJQdWJsaXNoZXIy MzQwMDk=