Актуальные вопросы тюркологических исследований

519 Actual Problems of Turkic Studies tinlerde geçen Karayca bazı kelimelerin Türkiye Türkçesiyle karşılıkları yine bu makalenin içinde yer almaktadır. S. Şapşal’ın yukarıda adı geçen makalesinin daha sonraki çalışmaların ba- zılarına kaynaklık ettiğini görmekteyiz. Hüseyin Namık tarafından 1928 yılın- da Budapeşte’de hazırlanıp 1932 yılında İstanbul’da basılan Türk Dünyası adlı kitabın Karayim Türkleri (s. 179–180) bölümündeki bilgilerin hemen hemen tamamı S. Şapşal’ın makalesindeki bilgilerden yararlanılarak yazılmıştır. Karaylar ve Karay Türkçesi hakkındaki yayınların 1930’lu yıllarda da de- vam ettiğini görmekteyiz. Öz Dilimize Doğru dergisinin 1933 yılında yayım- lanan 9. sayısında Fuat Köseraif ’in Karay Türkçesi (s. 153–155) adlı bir ma- kalesi yer almaktadır. Yazar, bu makalesinde Karaycanın Haliç-Lutsk ağzına ait bir metni okuyucularla tanıştırmıştır. Türk Tarih Kurumu üyesi Reşit Saffet Karaşemsi’nin 19 Ocak 1934 tarihinde Amikal Cemiyeti’nde vermiş olduğu Hazar Türkleri Avrupa Devleti başlıklı konferans aynı yıl içinde yayımlanmış- tır. Reşit Saffet Bey, Musevi Türkleri ve Hazar devletini tanıttığı bu çalışma- sında Vilnius’a yaptığı seyahati anlatmış, oradaki Karay Türklerinin ve onların dinî lideri S. Şapşal’ın kendisine gösterdikleri misafirperverlikten ve Türkiye’ye olan ilgilerinden övgüyle bahsetmiştir. Bu çalışmasında Karay Türkçesinden de bahseden yazar, Karaycanın Türk dilcileri için zengin bir kaynak olduğunu ifade etmiştir. Ulus gazetesinin 6 Haziran 1935 tarihli sayısında Prof. Dr. T. Kowalski’nin Lehistan’da Türkler başlıklı bir yazısı yayımlanmıştır. Bu yazıda Polonya’da yaşa- yan Türk kökenli halklardan olan Tatarlar ve Karaylar hakkında ayrıntılı bilgi ve- rilmiştir. Kowalski, makalesinin Karaylarla ilgili bölümünde Karayların kökeni, dini, tarihi, edebiyatı ve dili hakkında çok değerli bilgiler vermiştir. Karayların di- linde başka dillerden kelimelerin oldukça az olduğunu söyleyen Kowalski, Türki- ye’deki dil özleştirmesi çalışmalarında Karaycanın göz önünde tutulması gerekti- ğini de ifade etmiştir. S. Şapşal’ın ve R. Saffet Karaşemsi’nin de bu konuda benzer ifadelerinin olduğunu görmekteyiz. Görüldüğü üzere Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk on yılında Karaylar hakkında yapılan yayınlarda Karayların farklı bir dine mensup olmaları, Hazar devleti ile bağları, Karaycanın öz ve eski Türkçe kelime- ler bakımından zengin olması gibi konular ön plana çıkarılmıştır. 1930’lu yılların sonlarından 1950’li yılların sonlarına kadar Türkiye’de Ka- raylar hakkında pek fazla yayın çıkmadığını görüyoruz. Bu tarih aralığında ya- yımlanan önemli bir çalışma Simon Şişman’ın Türkiye’de yayımladığı İstanbul Karayları adlı makalesidir [19. S. 97–102]. Kendisi İstanbul Karaylarından olan ve çok genç yaşta vefat eden Çağatay Bediî Avramoğlu (1932–1966) 1960’lı yıl- larda iki önemli makale yayımlamıştır. Bunlardan biri 1961 yılında Türk Yurdu (S. 33–34) dergisinde yayımlanan İstanbul Karai Türklerinde Nişan ve Düğün Adetleri adlı makaledir. Yazar bu çalışmasında İstanbul Karaylarının gelenek ve

RkJQdWJsaXNoZXIy MzQwMDk=