Актуальные вопросы тюркологических исследований

525 Actual Problems of Turkic Studies itibaren ortaya çıkmaya başlamıştır. 17. yüzyılda meşhur seyyah ve dilbilimcisi Evliya Çelebi tarafından Arap harfli imlâda bir takım değişiklikler yapılarak konuşma dili, yazı diline aktarılmaya çalışılmıştır [2]. Türkçede standart dilin -bütün halk katmanlarının ortak kullandığı dil-, 15. yüzyılın sonlarından itiba- ren yavaş yavaş neşv ü nemâ bulduğu ve 17-18. yüzyıllarda ise hemen hemen tamamlandığı, İstanbul ağzına dayalı İstanbul Türkçesinin standart dilimiz ha- line geldiği anlaşılmaktadır [3]. Bildirimizin esas konusu olan 18. yüzyıl sonrasına geçmeden önce Türkçe- de konuşma dili örneklerini gösteren bir kaç eserden bahsedelim. Bunların ba- şında Jakab Nagy de Harsany’nin Colloquia Familiaria Turcico Latina adlı 1672 yılında hazırladığı eser gelmektedir. G. Hazai, 17. Yüzyıl Türkçesi konuşma dili metinlerinden olan bu eseri Budapeşte’de 1973 yılında Türkçe metinlerin kar- şılarına Almancalarını vererek, geniş bir gramer incelemesi ve sözlük/indeks de ekleyerek yayımlamıştır. Bu kitaptan bazı konuşma dili örnekleri verelim: Şındi Allah himmetüle yola gırdük. Aramüzde Tangridan gayri kimse yokdur. Deyver, böyle bana yolda ne lazumdur? Eger bir kimesne karşimüze gelürse, hem soal iderse, nasıl cevab vireim. Emrinizden daşra (dişşari) çikmam. Zira ortalik ne şekildür, bin kere benden yeg bilersen [4] . Bu yüzyılda ayrıca Meninski’nin 1680 yılında Viyana’da bastırttığı 4 ciltlik Thesaurus Linguarum Orientalium Turcica, Arabica, Persica isimli sözlüğü, yine aynı yıl Viyana’da neşredilen Linguarum Orientalium Turcica, Arabica, Perci- ca Institutiones seu Grammatica Turcica adlı Türkçe gramer kitabı ve Evliya Çelebi’nin 1682’de tamamladığı 10 ciltlik Seyahatnamesi ’ni de Türkçe konuşma diline ait bir çok malzeme barındıran eserler olarak söz konusu edebiliriz [5]. 18. Yüzyıl Sonrası Bazı Kaynaklar Türkçe konuşma dili örnekleri taşıyan aşağıda vereceğimiz dört kaynaktan ikisi 18. yüzyılın sonlarında, diğeri 19. yüzyılın sonunda, öbürü ise 20. yüzyılın başlarında kaleme alınmıştır. Şimdi bunları sıralayalım: 1) Pierre François Viguier, Elemens de La Langue Turque , İstanbul 1790: Bir papaz olan Viguier, Galata’da bulunan Saint Benoit’in başrahipliğine geti- rilmesi vesilesiyle 1783 yılında İstanbul’a gelmiş, Fransız Devriminden bir süre sonra Paris’e dönerek 1821 yılında orada ölmüştür. İstanbul’da kaldığı sürece, muhtemelen daha önce Fransa’da biraz öğrendiği Türkçesini çok geliştirmiş ve Elemens de la Langue Turque ‘Türk Dilinin Unsurları adlı mükemmel bir Türkçe gramer kitabı kaleme almıştır. Viguier bu kitabı 1790’da Fransız elçisi Choiseul-Fouffien’in Fransız Elçiliği sarayında açtırdığı matbaada bastırtmıştır [6]. Kitabında, İstanbul’un neredeyse her tarafını gezdiğini, kahvehanelere git- tiğini çeşitli meddahlarla görüştüğünü ve kitabını yazarken bu gözlemlerden faydalandığını söylüyor [7]. Türkçeyi mükemmel bir şekilde öğrendiği anlaşı- lan Viguier’in analitik gözlemlerinin de çok yerinde olduğu gramer kitabından

RkJQdWJsaXNoZXIy MzQwMDk=