Актуальные вопросы тюркологических исследований

567 Actual Problems of Turkic Studies Büyük Petro da bu seferden vaz geçtiğini bildirdi ve İran meselesini görüşmek üzere Rus elçisi Nepluyef ’i görevlendirdi. Nepluyef ’in isteği üzerine Fransa El- çisi devreye girmişti. Öte yandan Osmanlı başkentinde toplanan mecliste Isfahan’ın düşmesi üze- rine Bağdat ve Erzurum valilerine hükümler gönderilerek komşu İran’ın batı şehirlerinin Afgan istilasından korunması ve işgal edilmesi kararlaştırıldı. Sa- vaş gerekçesi olarak şeyhülislamdan iki adet fetva alınmıştı. Bunlardan birinde Safevi hanedanının yıkılmasıyla 1639 Kasrışirin Antlaşması’nın da hükümsüz kalacağı düşüncesiyle Osmanlı Devleti’nin doğu sınırlarının güvenliği için acilen askeri tedbirlerin alınması; diğeri ise Rafızîleri Sünnilerle savaşıp ilk üç İslâm halifesine sövmeleri idi. O sıralarda kendini şah ilan eden Tahmasb’ın el- çileri Osmanlı payitahtına hareket etmişler, fakat kabul edilmemişlerdi ( Târih-i Râşid ve Zeyli . S. 1336-7). Zapt edilecek şehirlerin belli başlıları Revan, Tebriz, Gence ve Tiflis idi. Bu işgal için başta Erzurum, Van ve Bağdat olmak üzere Basra, Musul, Şehrizor, Kars ve Çıldır valilerine emirler gönderildi (MD, nr. 130. S. 300 vd.). Osmanlılar Güney Kafkasya, İran ve Bağdat olmak üzere üç cepheden harekete geçeceklerdi. Erzurum Beylerbeyi Silahdar İbrahim Paşa Güney Kafkasya; Van Valisi Köprülüzade Abdullah Paşa Azerbaycan; Bağdat Valisi Hasan Paşa ise Hemedan ve Kirmanşah’a yönelik Irak cephelerinde se- rasker tayin edildiler. Gelişmelerden Rusya hükümeti bilgilendirildi. Ancak bu karışık ortamdan Rus Çarı Büyük Petro da faydalanmak istiyordu. Zira daha önce Astarhan’ı alan Rusların gözü Hazar kıyılarında idi. Aradaki barışın bozulmasını isteme- diğinden Osmanlı elçisi Nişli Mehmed Ağa vasıtasıyla Devlet-i Aliyye’ye İran fetihlerinin paylaşılması teklifini iletti. Zaten o sıralarda Hazar Denizi kıyı- larından Bakü’ye doğru ilerleyen Rusya Gilan ile Mazenderan ve Esterabad’ı da tehdit etmekteydi. Dolayısıyla o sıralarda Osmanlı Devleti ile Rusya Batı İran’da menfaat çatışması halinde bulunuyorlar, hatta Rusların Hazar’dan son- ra Karadeniz’e inme tehlikesi de ortaya çıkıyordu. Tahmasb ise işgalci Afgan- lara karşı Petersburg’a ve İstanbul’a yardım başvurusunda bulunmuştu. Eylül 1723’te Petersburg’a Rusya-İran anlaşması yapıldı. Buna göre Çar Petro Afgan- ları İran’dan atmada Tahmasb’a yardımda bulunacaktı. Buna karşılık da Tah- masb Derbend, Bakü, Gilan, Mazenderan ve Esterabad’ı Rusya’ya terk edecek- ti. Böylece gelişmeler Rusya ile Osmanlı Devleti’ni savaşın eşiğine getirmişti. Merkezde Sadrazam İbrahim Paşa sınır boylarındaki valilerden ve İran’a gön- derdiği casuslardan edindiği bilgiler ile gelişmeleri dikkatle izliyordu. Osmanlı hükümeti Petro-Tahmasb arasındaki anlaşmayı tanımak istemiyordu. Bu ba- kımdan Rusya ile ilişkiler kesilmiş, iki devlet arasında savaş bile söz konusu olmuş, hatta Osmanlı kamuoyu bir Osmanlı-Rus savaşına bir razı olur hale gelmişti. Ancak Sadrazam Damat İbrahim Paşa’nın yeniçerilere güveni yoktu

RkJQdWJsaXNoZXIy MzQwMDk=