Актуальные вопросы тюркологических исследований

27 Международная научная конференция XIX Ивановские чтения bilmedir. S öylem ise, konuşanlarca anlatılanı/manayı temsil etmek, bildirişim gereksinimini karşılamak için kullanılan maddi bir gösterge (kelime) ya da (çoğunlukla) göstergeler dizisidir [4]. Öte yandan dünya unsurlarının (nesne/ varlık, nitelik/vasıf ya da bağıntı/sirkonstansların), bildirişim amacıyla uyumlu hale getirilmiş soyut yansıması, soyut imgesi niteliğinde kabul edilen anlam ( semantem ) kavramı ile bildirişim eyleminde vericiden alıcıya aktarılan düşünme içeriği arasındaki temel farkların, bilginlerin çoğu tarafından bugüne değin görülememesi bir eksikliktir. İşlek çatı şekilleri ile kalıplaşmış/ leksemleşmiş oluşumlar, çatı anlamları ile onlar tarafından iletilen herhangi bir düşünme içeriği (anlatılan, mana) arasında fark gözetilmemesi ve de çatı anlamlarının, fiil gövdelerinin anlamlarına ya da “cümlenin anlamı”na bağlı olduğu kabulü, dil içi anlam ile söylemdeki anlatılanların karıştırılmasının tezahürleridir [5]. Dilbiliminde Baudouin öğretisinin dikkate alınmaması nedeniyle ortaya çıkan görüş ayrılıkları bu kadarla da sınırlı değildir. Örneğin, leksem üretimi ile kelime çekimi alanında morfolojinin ve söz diziminin yapı birimlerine ilişkin geleneksel, eskimiş kavramlara bağlı kalınması, özellikle de dönüşlü çatılar ile dönüşlü olmayan fiiller arasındaki ilişkilerin yorumlanmasında dilbilimcileri çıkmazlara sürüklemiş, doğru yönde atılması gereken adımları geciktirmiş ve bu ikilem, beklenen ilerleyişin gelişmesine engel olmuştur. Çağdaş dil araştırıcılarının eserleri incelendiğinde Baudouin de Courtenay’nin teorik mirasına gereğince sahip çıkılamadığı kaygıyla gözlemlenir. Gerçi sonraki yıllarda Baudouin öğretisini geliştirme gayretleri de görülmektedir. Bu hususta “dil (sistemi)” kavramına yönelik görüşlerinden dolayı L. V. Şçerba’nın adı öncelikle anılmalıdır. Ayrıca söylem alanında şekil çekimleyici oluşumlar esasında geliştirilen “kelime şekli” kavramı [6]; dil sisteminin en küçük, iki taraflı, anlamlı birimleri için geliştirilen “monem” kavramı [7]; dil içinde/dil sisteminde morfolojinin yapı birimlerini temsil eden “gramer şekli” [8] ve bunlar gibi zaman zaman öne çıkan yeni teorik arayışların dilbiliminin gerektirdiği seviyede bilimselliğe ve yaygınlığa haiz oldukları memnuniyet vericidir. Akademisyen Vinogradov’un belirttiği üzere çağdaş Rusçada çatı kategorisinin, одевать+ся [odevat’+sya] “giyinmek” örneğinde görüldüğü gibi, -ся [-sya] ekini barındırması, hem de aynı fiilin dönüşlü olmayan, yani söz konusu eki içermeyen ( одевать [odevat'] “giydirmek”) biçiminin bulunması, teknik araçların, diğer bir deyişle dış şekillerin farklılığından kaynaklanır [9]. Rus dilbiliminde “dönüşlü fiiller” topluluğu, işlek çatı

RkJQdWJsaXNoZXIy MzQwMDk=