Актуальные вопросы тюркологических исследований

Актуальные вопросы тюркологических исследований 174 Türkler İslam diniyle beraber Arap alfabesini de kabul etmişlerdir. Anadolu Türklerinin de yüzyıllarca kullandığı Arap alfabesi Kuran-ı Kerim yazısı olarak kutsallığını korumakla birlikte, kültürün simgesel öğelerinden biri olmuştur. Özellikle Divan edebiyatında sevgilinin betimlenmesinde, tasavvuf edebiyatın- da Arap alfabesindeki harflerin çizim şekilleri çok kullanılmıştır. Bazı harfler yine çizim şekilleriyle dilin söz ve deyim varlığına girmiştir. Benzer durumun Kiril alfabesi için de geçerli olduğunu hatırlatarak [bk. 2. S. 31–37] bazı örnek- leri gözden geçirelim. Elif , Arap alfabesinde ilk harfin ismidir. Düz bir çizgi şeklinde yazılan elif, deyimlerde hem ilklik, hem ince ve uzunluk gibi özellikleriyle daha çok yer almıştır. Ör.: elifi görse mertek (veya direk) sanır ‘okuması yazması hiç yok, çok cahil’, eliften yeye kadar ‘a’dan ze’ye’, işin elifini dahi bilmiyor ‘belli bir iş konu- sunda hiçbir bilgisi yok’, elif gibi ‘uzun boylu ve ince’, gözümün elifi ‘sevgili dost’, elifi elifine ‘tam, tam olarak, noktası noktasına’. Elif dışında cim, lam, mim, dal gibi harflerin isimleri de deyimlerde görülür: cim karnında bir nokta ‘hiçbir bilgisi olmayan’, lam elif çevirmek (veya çizmek) ‘kısa bir süre dolaşıp gelmek’, lamı cimi yok ‘değişmez, kesin, başka yolu yok’, mim koymak ‘unutulmaması için işaret koymak; önemli bularak üstünde ısrarla durmak’, boyu dala dönmüş ‘beli bükülmek’, vb. 5) Tarihi — kültürel bağlamda değer taşıyan olguların bulunduğu deyim- ler: Osmanlı döneminde 14. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar yeniçeri adıyla ünlü olan piyade asker sınıfı bulunmuştur. Devletin çöküş döneminde görülen bozulma orduyu da etkilemiş, yeniçerilerin başına buyruk davranışları halkı olumsuz yönde etkilemiştir. Birkaç deyim bu durumun izleri sayılmaktadır. Ör. kazan kaldırmak ‘(yeniçeriler) yemek pişirilen kazanı kaldırarak ayaklanmak, isyan etmek; yöneticinin bir tutumuna karşı hep birden ayaklanmak’, balta as- mak / balta olmak ‘direnerek bir şey istemek, vakitli vakitsiz tedirgin etmek, asılmak, musallat olmak’. Bazı deyimler doğrudan veya dolaylı olarak Anadolu topraklarını, bu bölge kültür özelliklerini yansıtmaktadır. Örnek olarak, tek kürekle mehtaba çıkmak deyimi, İstanbul’u anımsatır. ‘Eksik hazırlıkla bir işe kalkışmak’ anlamını taşı- yan bu deyim, eski İstanbul soylu ailelerin özellikle ay doğduğu zaman Boğaz’da deniz sefası yapma gelenekleriyle bağlantılıdır. Bulgurlu’ya gelin gitmek deyiminin doğrudan anlamı da eski İstanbul’la bağ- lıdır. ‘Gereksiz yere acele etme’ anlamlı bu deyimde geçen Bulgurlu, İstanbul’un Anadolu yakasında Küçük Çamlıca tepesinin eski adıdır. Bazı isimler bizi geçmişe götürerek tarihe tanıklık eder. Ör.: Altından Çapanoğlu çıkmak (‘girişilen işte başa dert olacak bir durumla karşılaşmak’) deyiminde ismi geçen Çapanoğlu bir sülalenin ismidir. 18. yüzyılda yaşamış

RkJQdWJsaXNoZXIy MzQwMDk=