Актуальные вопросы тюркологических исследований

337 Actual Problems of Turkic Studies dillerinde hazırlanan yazılı kaynaklardan yararlanan Aça’nın çalışmaları, yazılı kaynakların sunduğu verilere esaslanmakla birlikte Türkiyeli halk bilimcilerin Tuva folklorunu tanımalarına, genç akademisyenlerin Tuva halk kültürüne yö- nelik ilgilerinin artmasına, Tuvaların destan ve masal gibi halk bilimi ürünlerinin Türkiye Türkçesine kazandırılmasına ve Tuva folklorunun Türkiye’de incelenebi- lir bir alan haline gelmesine katkıda bulunmuştur. Türkiyeli halk bilimciler, bugüne kadar Tıva Cumhuriyeti’nde alan çalışma- sı yapmamışlardır. Fakat Tuvaların Batı Moğolistan’da yaşayan kolu olan Sengel Tuvaları, Türkiyeli bir antropolog sayesinde alan araştırmalarından nasibini al- mıştır. Türkiye’nin gelecek vadeden genç akademisyenlerden antropolog Rabia Ebrar Akıncı , “Batı Moğolistan Tsengel Tuvaları’nda Şamanizm, Şaman Olma ve Kozmoloji İlişkisi” (İstanbul, 2009) adlı doktora tezini hazırlamak için 2000– 2006 yılları arasında dört alan araştırması yapmıştır. Sengel Tuvalarının gündelik hayatını, göçer hayvancılığını, sunularını, Lamaizm tesirindeki ham inançları- nı, kozmogoni anlayışlarını, şaman olma yollarını sözlü ve yazılı kaynaklardan ele edilen veriler ışığında ele alıp yorumlayan çalışma, alan araştırmasına dayalı güncel bir çalışma olması bakımından son derece önemlidir. Türkiyeli halk bi- limciler, bu çalışma sayesinde Sengel Tuvalarının inançlarıyla geleneksel kültür- lerinin günümüzdeki durumu hakkında bilgi sahibi olmuşlardır. Türkiye’nin gelecek vadeden bir diğer genç akademisyeni Salih Mehmet Ar- çın , çalışmalarını Tuvaca üzerine yapmakta olup “Tuvaca Bir Destan: Haan-Tö- güldür (Giriş-Aktarma-Dizin)” (İstanbul, 2009) adlı bir yüksek lisans tezi hazır- lamıştır. Yüksek lisans tezi, “Tuva Destanları 2: Haan-Tögüldür” (Ankara, 2014) adıyla yayınlanan Arçın, Tuva bilmeceleri (2103a) ve atasözleri (2013b) konulu makalelere de imza atmıştır. Yukarıdaki bilgilerden de anlaşılacağı üzere, Türkiye’deki Tuva folkloruyla ilgili çalışmalar, 1990’lardan itibaren artmaya başlamıştır. 1990’lardan önceki çalışmaların ana kaynağını, Radloff ’un “Proben”in birinci ve dokuzuncu ciltle- ri oluştururken 90’lardan itibaren Tuvalı araştırıcıların Tuva ve Rus dillerinde kaleme aldıkları çalışmalardan da yararlanılır olmuştur. Bunda da alfabe ve dil (Rusça ve Tuvaca) sorunun aşılmasının, Tuva’ya gidiş gelişlerin artık mümkün hale gelmesinin, Tuvalı bazı genç akademisyenlerin Türkiye’de de eğitim görmeye başlamalarının yanı sıra, İstanbul’da http:// sibiryakitapcisi.tr.gg/ adresi üzerin- den Tuva’dan getirilen kitapların satılıyor olması da etkili olmuştur. Türkiye’deki Tuva folkloru konulu çalışmalar büyük oranda Tuva ve Rus dillerinde yayınlanan yazılı kaynakların sunduğu verilere dayanmakla birlikte Akıncı’nın Sengel Tuva- larına yönelik çalışmasında olduğu gibi, alan araştırmasına dayalı çalışmalar da yapılmaya başlamıştır. Tuva folkloru konulu çalışmalara göz atıldığında çalışma- ların daha çok destan, masal, atasözü, bilmece, kam alkışları ve geçiş dönemle- rine odaklandığı görülmektedir. Fakat üç ciltlik “Traditsionnoe Mirovozzrenie

RkJQdWJsaXNoZXIy MzQwMDk=