Актуальные вопросы тюркологических исследований

Актуальные вопросы тюркологических исследований 342 Yunan mitologyasının ‘otokton bağlamıyla’ [9. S. 19] ‘ilk’ ve ‘tek’ olmadığını; Mezopotamya’dan, Doğu kültürlerinden ve Akdeniz çevresinden beslenerek ge- liştiğini ortaya koymuştur. Diğer yandan, antik Yunan ve Latin sanatına ilişkin zengin bir eser toplamının günümüze ulaşmış olması da önemlidir. Bu birikimin çağlar boyunca işlenmesi, sanat ve kültür için değerli bir kazanım olmuştur. Modern Türk edebiyatında Batı ile kurulan ilişkinin bir sonucu olarak Yu- nan ve Latin kaynaklarına gidilmiştir. Tanzimat döneminde Tercüme Odası ve Cumhuriyet döneminde Tercüme Bürosu bünyesinde gelişen çeviri etkinlikleri ile Nev-Yunanilik, Mavi Hümanizma gibi kültür ve edebiyat hareketlerinin de bu ilginin gelişmesinde bir payı vardır. Ama uzun bir süre, bazı tartışmalar ve bu kaynaktan esinlenen az sayıda yerli eserle sınırlı kalan bu ilgi, özellikle çeviri ala- nında yankı bulmuştur. 1911–1912 yıllarında Yahya Kemal ve Yakup Kadri’nin başlattıkları Nev-Yunanilik, Yahya Kemal’in ‘ beyaz lisan ’ [12. S. 256] estetiğin- deki yeri bir yana bırakılırsa, bir girişim olmaktan öteye gidememiş, kayda değer bir eser ortaya çıkmamıştır. Cumhuriyet öncesinde bu bakımdan en çok dikkat çekmiş şiir, Tevfik Fikret’in, “ Gör dâima önünde esâtir-i evvelin / Gökten dehâ-yı nârı çalan kahramanını… ” [4. S. 186] dizeleriyle, Prometheus’u gençliğe örnek gösterdiği ünlü ‘ Promete ’ şiiridir. Cumhuriyet döneminde, Yunan ve Latin mitologyasından esinlenen şair sayısı, başlangıçta birkaç adla sınırlı iken, 1940’lı yıllardan itibaren bu kaynağa uzanan şiirler nicelik olarak giderek artmaya başlar. Kitap düzeyinde, nitelik açı- sından asıl gelişme 1960’lı yıllarda görülür ve giderek daha yetkin yapıtlar ya- yımlanır. Bu açıdan dikkat çeken ilk eserler Melih Cevdet Anday’ın Kolları Bağlı Odysseus (1962) ve Oktay Rifat’ın Elleri Var Özgürlüğün (1966) adlı kitaplarıdır. Cumhuriyet dönemi şiirinde Yunan ve Latin mitologyasından esinlenen şair sa- yısı, önemli bir toplama ulaşmıştır. Buna, bazı mitolojik adların geçtiği örnekler ile mitoslara ilişkin göndermelerin, yüzeyde belirgin olmadığı şiirler de eklendi- ğinde daha büyük bir toplam söz konusu olacaktır. Yunan mitologyası, şairlere, kozmogoniden tragedyaya, kahramanlık anlatılarından bireysel dramlara, çok çeşitli biçimlerde esinler sağlamıştır [1. S. 99–261]. Bu mitologyaya uzanan şiir- lerden bazı örnekler verilebilir: Bütün şiirlerini bir tür mitoloji romantizmi içinde yazan ve ‘Persefon Şairi’ olarak bilinen Salih Zeki Aktay, mitolojiye harcadığı onca emeğe rağmen bu bağ- lamda başarılı eserler verememiştir. Aktay’ın, Yunan sanatındaki yetkinlikten son derece uzak biçimde, aşırı derecede duygusal bir tonda yazılmış ‘Persefon’ şiirin- den bir bölüm şöyledir: (Attik)in gül kokan baharı gibi, Yüzünden neş’eler taşardı her an... Renkli çiçeklerde uçardı kalbi, Şafaklar açılıp gülerken cihan [2].

RkJQdWJsaXNoZXIy MzQwMDk=